Sessiz Yemin Korsanları
Sessiz Yemin Korsanları
Joined: Sat Feb 15, 2025 3:43 am
User avatar
Sessiz Yemin Korsanları
Sessiz Yemin Korsanları
Kaiza Souze

Post by Kaiza Souze »

Genel Bilgiler
İsim: Kaiza Souze
Yaş:30
Boy:300
Kilo:449
Uyruk:South Blue - Sorbe Krallığı
Rütbe: -
Tayfa Rolü: Rütbeli - Sessiz Yemin Korsanları

Portre
Görünüm: Oldukça uzun boylu ve kalıplıdır. Saçları başak sarısı olup genellikle geriye doğru taralı ve vakslıdır. Elmacık ve şakak kemikleri oldukça belirgindir. Kaşları genellikle çatık ve incedir. Göz rengi mavi-yeşil arası bir tonda olup genel olarak sakal bırakmamaktadır.

Genellikle elbiseleri Sarı-Siyah-Beyaz kombinasyonuna sahiptir. Sağ kolunda, omuz ile dirsek arasında bir trident/şahin tasarımında bir dövme bulunur.

Kişilik:

Kaiza çok fazla konuşkan birisi değildir. Yapısı gereği anlaşmazlıkları dövüşerek çözmeyi yeğler. Zira konuşarak hiçbir şeyin çözülemeyeceğine inanır.

Sağlığına dikkat eder. Oldukça geleneksel ve disiplinli yaşamaya gayret eder. Sporunu yapar ve ağaç kütüklerini çıplak elle dövmeye bayılır. İçkiden ve sarhoşlardan nefret eder, küçüklüğünden beri nerede olduğunu bilmeyen ve kendisini ispiyonlayamayacak kadar zilzurna sarhoşları pataklamak en keyif aldığı işlerden biridir. Her sabah ve akşamüstü güneşe doğru dönerek batışını izler. Bu onun için bir "özgürlük" ritüeli hatta ibadetidir.

Dostlarına karşı bir sevgi duysa dahi bunu pek de göstermekte başarılı değildir. Zira gülerken bile çatık kaşları halen daha çehresinde ilk fark edilen şeydir. Bu yüzden onun gerçekten bir şeyi sevdiğini veya nefret ettiğini genel olarak yakın çevresi anlayabilir.

Yalnız kalmaya alışkındır. Uzun süre kimseyle konuşmadan, yalnızca dalga seslerini dinleyerek saatler geçirebilir. Böyle anlarda gözleri uzaklara dalar; kimsenin bilmediği bir geçmişin kırıntıları yüzüne vurur ama o bahsetmez.

Kendi bedenine olduğu kadar, silahlarına ve giysilerine de özen gösterir. Her akşam elleriyle eldivenini parlatır, kıyafetlerini kendisi diker. Başkasının bakımına muhtaç olmak, onun için zayıflığın başka bir biçimidir.

Tayfası ona saygı duysa da çoğu zaman tayfasını yanında oturup bir süre muhabbet edemez. Kaiza'nın sessizliği, bağırıştan daha ağır gelir. Ancak içlerinden biri yara alırsa, Kaiza kimseye fark ettirmeden sabaha kadar başında bekleyebilir.

Denizi sever ve denizde yüzememek ona çok acı verir. Özgürlüğün bedeli olduğunu ve o bedelin her zaman birini götürdüğünü düşünür. Meyveyi yemeden önce çok iyi bir yüzücü olan Kaiza artık bu özgürlükten mahrum olduğu için ara sıra hüzünlenir.

Geçmiş:
1. Köken ve Çocukluk Dönemi

Kaiza sıradan bir aileye doğmuştu. En azından onun anlayabildiği yaşlarda dünya, öyle görünüyordu. Evinin taş avlusuna düşen sabah ışığı, annesinin sessizliği, babasının sert ama güven veren elleri... Her şey, olması gerektiği gibiydi. Ne fazla zengin, ne yoksul; ne gösterişli, ne sönük... Sıradan ve sakin bir hayat.

Ama bu “sıradanlık”, dışarıdan bakanlar için geçerliydi sadece. Çünkü Kaiza’nın ailesi, halk arasında saygı gören köklü yerel tüccar soylu bir ailenin küçük bir koluydu. Güçlü değillerdi ama bağlı oldukları adanın geçmişinde izleri vardı. Ve o izler, kraliyetle hükûmet arasında başlayan çıkar çatışmasının ortasında hızla silinmeye başlandı. Kaiza yedi yaşındayken, bir gece evin kapısı kırıldı. Gürültüyü önce anlamamıştı. Uyandığında annesinin elleri ağzına kapanmıştı. Kaiza, babasını bir daha görmedi.

Onlarca adamın sorgusuzca ortadan kaldırıldığı bir temizlikti bu. Sadakatler, yeni düzenin önünde birer tehdit olarak görülüyordu. Kaiza’nın babası da yalnızca bir isimdi listede. Belki direndi, belki sadece sustu ama o geceden sonra adı bir daha anılmadı. Aynı sabah, evlerine kraliyet armalı bir mühürle el kondu. Annesi Kaiza’yı alıp arka sokaklara, halkın yaşadığı bölgelere taşındı. Artık ne soyadı vardı çocuğun, ne de onu taşıyacak bir evi.

Birkaç yıl içinde Kaiza, sokağın dilini öğrendi. Bu dil, yumruktu, tükürüktü. Göz göze gelmemek, sırtını duvara vermekti. Her gün, bir parça daha katılaştı içi. Önce ayakkabısını çaldılar. Sonra paralarını. Her defasında sessizce baktı, sonra o da çalmaya başladı. Ayakkabıları, paraları. Kaiza kavga etmeyi ve hayatta kalmayı işte böyle öğrendi. Kuralları olmayan dövüşleri. Aç karnına savaşmayı. Yumruk yumruğa dövüşte taş alıp vurmayı. O zamandan beri konuşmaya değer bir şey olduğunu hiç düşünmedi. Çünkü kimse dinlememişti onu. Ne çığlığını, ne sessizliğini.

Annesi, çocuğunun sertleşen bakışlarına karşın hâlâ nazik kalmayı deniyordu. Ona kitaplar getirmeye çalıştı. Dualar etti. Ama Kaiza geceleri dışarı çıkıyor, sarhoşları izliyor, en zayıf olanı seçip dövüyordu. Gerekçesi yoktu: sadece bastırılmış bir öfke. Annesi her sabah ellerindeki kanı yıkarken sadece susuyordu. Ne soruyor, ne azarlıyordu. Çünkü o da biliyordu: Kaiza’nın kaybolan bir baba yerine dünyaya kustuğu yumruklar, onu ayakta tutuyordu.

Ve her sabah, Kaiza güneşe dönerdi. Sırtında yırtık gömlek, elleri yara içinde. Uyanış gibiydi bu. Geceden kalanı yakıp küle çeviren bir ışık. Gözlerini kısmadan bakmaya çalışırdı ona. Güneşin acısını hissederdi ama kaçmazdı. Sanki bir çığlık atıyordu o hafif serin sabahlarda:

Ben Kaiza Souze!


2. Gençlik Dönemi

Ergenliğe girdiğinde Kaiza’nın cüssesi neredeyse bir yetişkini andırıyordu. Kasları, çocukluğunda çıplak elle dövdüğü kütüklerin hatırasını taşıyor, bakışları ise artık yalnızca öfke değil, bilinçli bir tehdit yayıyordu. Onu tanıyan sokak çocukları yolunu değiştirir, pazarcılar göz ucuyla kontrol ederdi. Sorbet Krallığı’nın sokaklarında kök söktürmüyordu belki, ama Kaiza’ya bulaşmak cesaret değil, delilik sayılırdı.

Yine de içinde hâlâ o eski çocuğun suskun kini vardı. Yumruklar konuşuyordu hâlâ, kelimelerin yerine.

Kaiza'nın oldukça kavgacı biri olması onu adanın kuzeyindeki şehirde pek de tutunamayacak biri haline getirdi. Annesinin oğlunun kraliyetin memurlarından biri olması hayali gittikçe silikleşince beraber güneye ve daha kırsal kesime göçtüler. Kaiza buralarda da yine sert mizacını korusa da çiftlik ve gündelik işler onu meşgul etmeye yetiyordu.


Bir gün, liman arkasındaki terkedilmiş antrepolarda düzenlenen yeraltı dövüşlerinden haberi oldu. Para vardı işin ucunda. İzleyenler sarhoştu ama ödeme yapanlar ciddiydi. Bahis baronlarının yönettiği bu dövüşler, bazen ölümle bile sonuçlanıyordu. Ama Kaiza için bu önemli değildi. İlk defa dövüşerek "bir şey" kazanma ihtimali vardı. Ve yıllardır körelttiği o kavgacı yanını yeniden alevlendirmenin bir yolunu bulmuş gibi hissediyordu.

İlk maçında karşısına, iri yarı, eski bir asker çıkardılar. Kaiza zayıf gösterilmiş, bahis oranları onun aleyhine açılmıştı. Herkes parayı diğer dövüşçüye bastı. Ama dövüş başladığında Kaiza, rakibinin kımıldayışlarından niyetini okudu. Yumruk atmadı önce. İzledi. Sakin kaldı. Sonra bir anda atıldı ve adamı üç hamlede yere serdi. Bahisleri kaybeden seyircilerin bağrışları, baronların bozulmuş yüzleri arasında sessizce ringden çıktı. Kimseyle göz göze gelmedi.

Sorbet bu tarz gösteriler için pek de uğrak bir mekan değildi. Kaiza bir nam elde etmişti etmesine ancak gidebileceği en uzak yer Sorbet'in kuzeyindeki büyük şehir oluyordu. Yine de elde ettiği gelirden ve teveccühten memnundu fakat bu durum çok sürmedi. Zira Bekori'nin Dünya Hükumeti'nin desteğiyle yeniden adaya gelmesiyle beraber güneydeki evleri yakıldı. Bekori'nin yeniden tahta oturması ve akabindeki "Solo Revolution"a giden süreçte Birna Souze hayatını kaybetti.

Bu durum karşısında Kaiza duygusal bir buhrana uğradı ve burada daha fazla kalamayacağını anladı. Hem yeni yeni inşa etmeye başladığı dövüşçü kimliğini yükseltmek hem de adada artık onu bağlayan bir şey kalmaması sebebiyle adadan ayrıldı.

Kaiza yeni bir yaşam umudu ile kendini gösterecek sahneler aradı fakat hiçbir yerde çok tutunamadı zira bu tarz dövüş gecelerine denk gelmek zor bir durumdu ve katılım süreci sandığı kadar hızlı olmuyordu. Bu yüzden Gary Nickleback'in liderliğindeki Aynalı Korsanlar adı altında bir korsan tayfasına katıldı. Aklındaki amacı Dressrosa'ya ve Corrida Kolezyumu'na giderek namını yeni dünyada yaymaktı.

Aynalı Korsanlar ile Marineford savaşına kadar kalmaya devam etti. Bu süreçte North Blue'da birçok başarılı-başarısız seferde bulundular. Kaiza bu süreçte kendisine uygun olduğuna inandığı Ebi Ebi no Mi, Model: Mantis Shrimp meyvesini yedi.

3. Marineford Savaşı ve Etkileri

Aynalı Korsanları Marineford savaşına dahil olmak isteyen korsan gruplarından birisiydi. Beyazsakal Korsanlarının bir parçası olarak savaşa dahil olmak istiyorlardı. Fakat Kaiza bu savaşa dahil olmayı reddetti ve böylesi bir savaşta yalnızca balıklara yem olacaklarını iletti. Gary Nickleback onun bu önerisini reddetti ve kaptan olarak kararın kendisinde olduğunu iletti. Eğer aksini istiyorsa da tayfadan ayrılmasını ve North Blue'da kalmasını söyledi. Bunun üzerine de Kaiza tayfadan ayrıldı.

Marineford Savaşı'ndan sonra Kaiza yalnızca bu sokaklarda değil dünyanın her bir köşesinde yumruğun işe yaradığını fark etmişti. Zira o güne kadar Dünya Hükümeti'nin böylesine aşağılayıcı bir konuma düşeceğini hayal etmemişti. Bu durum onu yüreklendirdi ve yumruklarını dünya çapında kullanmaya karar vermişti.

4. Zaman Atlaması Süreci

Tayfasından ayrılan Kaiza bir süre ne yapacağını bilemedi. Zira North Blue onun veya herhangi birinin -en azından tek başına- para kazanabileceği bir ortam değildi. Bu yüzden tek tük dövüş müsabakalarına katılsa da genel olarak ticari gemilerde korumalık yapmaya başlamıştı. Bu süreçte çok para kazanamayan ve nihayetinde yeniden alevlendirmesi gereken hayallerinin varlığını fark eden Kaiza yeniden korsan olmaya karar verdi. Bu süreçte Alexander ve Sessiz Yemin Korsanları ile tanıştı ve tayfaya Rütbeli olarak katıldı.


Motivasyon
1. Başlangıç Motivasyonu

Kaiza için en önemli olan şey hayatta kalmaktır. Bunu tek başına yapabileceğine artık inanmadığı için de tayfasına içten içe bağlıdır. Hep beraber hayatta kalmak ve yumruklarını bu uğurda kullanmak istemektedir. Dressrosa'ya ulaşarak dünyanın en iyi dövüşçüsü olduğunu herkese göstermek istemektedir.

2. Nihai Motivasyon

Kaiza için huzur her şeyden önce gelmektedir. Bu hususta aslında huzuru aramaktan başka bir amacı yoktur. Huzuru elde etmek için bazı cefaları çekmek zorunda olduğuna inanır, hepsi bu. Dünyanın en iyi dövüşçüsü olma isteği de bununla alakalıdır. Bunu gerçekleştirdikten sonra Sorbet'e dönerek kazandığı ün ve maddiyatla yaşamının son demlerini geçirmek istemektedir.

Profil
Saldırı Kabiliyeti: D★
Savunma Kabiliyeti:E
Çabukluk:E
Varlık:E
İrade:E
Game Master
Game Master
Joined: Wed Nov 27, 2024 12:39 am
User avatar
Game Master
Game Master
Re: Kaiza Souze

Post by GM - One Piece »

 ! Message from: GM-One Piece
Onaylanmıştır.
Sessiz Yemin Korsanları
Sessiz Yemin Korsanları
Joined: Sat Feb 15, 2025 3:43 am
User avatar
Sessiz Yemin Korsanları
Sessiz Yemin Korsanları
Re: Kaiza Souze

Post by Kaiza Souze »

Stat
Saldırı: D★ -> C
Çabukluk: E -> E★

Ara Toplam: 200

Şeytan Meyvesi
Potansiyel: D (+1)
Hakimiyet: E
Adaptasyon: D (+1)

Ara Toplam: 600 BC

Haki
Silahlanma Hakisi: Sertleşme = 400 BC
Silahlanma Hakisi: Sertleşme -> E = 200 BC
Silahlanma Hakisi: İç Yıkım = 400 BC
Silahlanma Hakisi: İç Yıkım -> E = 200 BC


Ara Toplam: 1800 BC

Tayfaya Aktarım: 100 BC

Ara Toplam: 1900 BC

Teknikler

Hibrit Form'a Dönüşme: 50
Hayvan Form'a Dönüşme: 25

Toplam: 1975 BC
Post Reply