Kaiza; Sol ayağını pozisyona alman, bir nevi mücadeleye hazır olduğunun işareti de oluyor ve kel adam kafasını bir kez sallayarak aranızdan çekilip kalabalığa doğru geri geri adımlamaya başlıyor. Kel adamın çekilmesiyle birlikte, John guard pozisyonunda ve ufak adımlarla sana doğru gelmeye başlıyor. Duruşu bir saldırı için pek uygun olmasa bile, John’un bu hali sana karşı temkinli olduğunu gösteriyor. Aranızdaki mesafe giderek kapanmaya başladığında lead jab ile John’un kendinden uzak tutmaya çalışıyorsun. Fakat bu noktada John da sana pek yaklaşmak ister gibi görünmüyor. İkinizin de birbirini test ettiği belli olan bu anlar birkaç saniye sürüyor ve fakat bu süre kalabalığın sizi ıslıklamaya başlaması için de yeterli oluyor. İkinizden de daha hareketli bir dövül beklediği belli olan kalabalığa karşı John’un pek de dikkat dağınıklığı yaşamadığını fark edebiliyorsun. John’un sağa ve sola attığı adımlarına ve John’un ileri geri ufak bel hareketlerine karşı savunmanı sıkı tutuyorsun. Ne var ki, attığın bir sol adımın ardından John’un cüssesine göre hızlı sayılabilecek bir hamlesi geliyor ve John hafifçe eğilerek bedenini ileriye doğru fırlatıp beline yapışmaya çalışıyor! John’un bu hamlesi, ondan beklenecek türden olmadığından, bu hamleye karşı pek de hazırlıklı olamıyorsun. Nitekim, John hızlı bir şekilde beline yapışıp seni yere indirmek için hamle yaptığı anda, bu anlık güce karşı koyamayıp kendini bir anda sırt üstü yerde buluyorsun!
Yere düşmenizle birlikte John hızlı bir şekilde seni serbest bırakıp üstünden kalkmaya hazırlanırken, ansız saldırısına devam edecek gibi görünmüyor. Bir an için düşündüğünde, birkaç farklı saldırı ile sana zarar verebilmesi muhtemelken böyle bir şeye yeltenmemesi sana tuhaf gelse de, bir anda kel adamın sesini duymanla olan biteni aşağı yukarı anlamaya çalışıyorsun. Kel adam bir adım kalabalığın önüne çıkmış bir şekilde
“Yarma John’dan enfes bir badibadikünde!” diye bağırıyor. Hemen ardından ise kel adam
“Yarma John 104 puan kazandı!” diyerek dövüşteki puan durumunu dile getiriyor. Kel adamın bu sözleri kulaklarına dolarken, John kocaman bir gülümsemeyle suratına bakıyor ve aslında bu dövüş için başından beri bir strateji içinde olduğunu gösteriyor.
Alexander&Ohana; Alexander ilgisinin dövüşten çok
“yabancılara” kaymasıyla birlikte harekete geçiyor ve hızlıca etrafını taramaya başlıyor. Her ne kadar Alexander konuşlanabileceği bir yapı arasa bile, çevrede tepedeki kayalıklar dışında pek bir şey göremiyor. Ancak bu durum, Alexander’ın aklından geçenleri uygulamasına engel olmuyor ve bu kez kayalara bakarak kendisine uygun bir nokta aramaya başlıyor. Ohana’ya sözlerini iletmesinin ardından bakışlarına bir parça da odak eklediğinde ise, tepeyi biraz daha çıkması halinde ardında durabileceği ve tüm bu kalabalığı gözleyebileceği bir kaya parçası görebiliyor. Ohana’nın da Alexander’a eşlik edeceğini beyan eden sözleriyle birlikte, ikili kalabalığın arasından çıkmak için ilerlemeye başlıyor. Fakat başlayan dövüş, Alexander ve Ohana’nın kalabalıktan sıyrılmasını zorlaştırsa bile, Alexander cüssesini kullanarak kendisine ve Ohana’ya bir yol açabiliyor. Tam bu anda, kalabalık içinde kopan bir gürültüyle birlikte Ohana ringe doğru baktığında, yere serilmiş Kaiza’yı ve üzerinde duran John’u görüyor. Kaiza’nın düştüğü bu durum Ohana için bir mutluluk sebebine dönüştüğü anda, John’un 104 puan kazandığını duyması Ohana’yı bir parça daha mutlu hale getiriyor.
İkiniz de kalabalığın içinden sıyrılmayı başarıp, Alexander’ın belirlediği kaya parçasına doğru ilerlemeye başlıyorsunuz. Kalabalığın dövüşe odaklanması hareketlerinizin tepki çekmesini de engellemiş olsa bile, yine de tedbiri tam anlamıyla elden bırakmıyorsunuz. Ancak yaklaşık bir dakika içinde tepedeki kayaya vardığınızda, buraya gelişinizin hiç kimse tarafından umursanmamış olduğunuzu kavrayabiliyorsunuz. Herkesin dövüşe odaklanmış olması size oldukça yüksek bir hareket imkanı tanımış gibi duruyor. Ayrıca bu açıdan tüm kalabalığı ve kalabalıktaki hareketlenmeleri görebiliyorsunuz. Nitekim Alexander odağını iki yabancıya çeviriyor ve onları izlemeye başlıyor. Ancak bu anlarda Alexander ikisinde de olağandışı bir hareket göremiyor. Ohana ise, bakışlarını şöyle bir kalabalıktan gezdirdiğinde, bakışları direk Zale’i buluyor ve onun kalabalığın ön saflarında bulunan siyah saçlı bir kadının yanında olduğunu görüyor.
Zale; Kalabalığın içinde sinsi bir yılan gibi kıvrılarak geçip giderken, hiç kimsenin birkaç saniye sonra olacaklardan haberi olmadığını tek bilen kişi konumunda oluyorsun. Sadece birkaç saniye sonra, iki adamın markajında olan kadını kalabalığın çığlıkları arasından kurtarıp ruhlarınızın özlerini kaynaştıracağınız anların geleceğini… Yüzüne düşen donukluğun altında hareketlenen sıcaklık, ancak senin hissedebileceğin türden oluyor. Sana rakip olamayacak iki adamın aktifleşmiş hormonlarının yaydığı kötü koku arasında, kadının omuz hizasına kadar geliyorsun. Tam bu anda, zehrinin kokusu iki adamın kokusunu bastırmaya yetiyor ve vahşi doğa, baskın olanın nasıl üstün geldiğini gösteriyor o anda… Bu ana kadar kimsenin umurunda olmayan varlığına iki adam sanki aynı anda tepki veriyor. Bakışlarını çekingenlikle sana çeviren iki adam, doğadaki baskın yaratığın heybetine karşı koyamayıp kafaları omuzlarına doğru çekilip pısarken, siyah saçlı kadın üzerinde tek hüküm sahibi konumuna geliyorsun.
Doğa, üstünlüğünü açıkça ortaya koymuşken, sana da aynı oyunu oynamaktan geri durmuyor. Olağanca hareketsizliğine ve yaydığı auraya rağmen, siyah saçlı kadın varlığını zerre umursamamış gibi tamamen Kaiza ile John arasındaki dövüşe odaklanmış görünüyor. Kadının John’a bakarken parlayan, Kaiza’ya bakarken ise donuklaşan bakışları ile aranda çok kısa bir mesafe olmasına rağmen, kadının bu umursamazlığı, doğadaki yerini de sana öğretiyor. Nitekim bu doğa kanunları içerisinde avına kurduğun pusuyu duyulabilir hale getirdiğinden, kadın omuzları üzerinden devirdiği bakışlarıyla varlığını fark ediyor. Sözlerin kadını pek etkilememiş olacak ki, yüzü somurtkan bir hale geliyor ve kadın sana bir cevap vermek için dudaklarını aralıyor usulca. Ne var ki, tam bu anda kalabalıkta kopan bir gürültü kadının bakışlarının ringe dönmesine neden oluyor ve kadınla birlikte sen de bakışlarını çevirdiğinde, Kaiza’nın boylu boyunca yere uzanmış halde olduğunu, John’un ise onun üstünde olduğunu görüyorsun. Bu görselin ardından, kel adamın John’un 104 puan aldığı yönündeki coşkusu kalabalığı daha da gaza getirmiş gibi dururken, siyah saçlı kadın zevk dolu bir kahkaha atarak sana dönüyor ve
“Omzunda anca arkadaşın ağlar!” diyor tamamen küçümser bir tavırla. Kadının ses tonu açıkça seni ve Kaiza’yı hor gören bir tınıda oluyor ve bu durum sadece aranızdaki ilişkiyi değil, doğanın kanunlarını da tetikliyor. Zira az önce varlığınla pısan iki adam, kadının bu sözlerine coşkulu bir kahkahayla tepki vererek saflarını belli ediyor. Bu haliyle Kaiza’nın yere serilişi, dişinin yaralı aslanı bırakıp farklı bir erkeğe yönelmesine ve sırtlanların da yaralı aslanın etrafında dönüp durmasına neden olmuş gibi oluyor.
Off Topic
Bir sonraki tur öncesinde imza formlarını tamamlamış olursanız ne de güzel olur, bir bilseniz.
