Yelkene dolan rüzgarla birlikte gecenin karanlığında başlayan seyriniz, size eşlik eden birkaç yırtıcı kuşun cıvıltısıyla doluyor. Ne var ki, kara gerinizde kaldıkça artık kuşların cıvıltıları da kulaklarınızda siliniyor ve yerini dalgaların hışırtısı alıyor. Karanlığın içerisinde yön tayin etme konusunda pek bir becerin bulunmadığından, şimdilik körlemesine bir ilerleyiş tercih ediyorsun. Sadece Mascarino Krallığı’nın batıda kaldığını bilerek, yönünüze batıya doğru ayarlıyorsun. Bu aşamada Kanaga’nın da şimdiye kadar herhangi bir yön tarifinde bulunmaması içini ürpertmeye başlasa bile, kendinden herhangi bir soru soracak cesareti bulamıyorsun. Zira Kanaga, oturduğundan beri çelikten soğuk havasıyla ufka bakmakla yetiniyor sadece.
Seyrinizin ilk yarım saati kadar dolduğunda, rüzgar etkisini biraz daha arttırmış olsa bile, güzergah noktasındaki tereddütlerin her geçen dakika artmaya başlıyor. Birkaç kez Kanaga’ya yönünüzü sorma girişiminde bulunmak istesen bile, soğuk duvarları her defasında suratını çarpmana neden oluyor. Ancak ümitsizliğinin giderek arttığı esnada, Kanaga gecenin karanlığını yaran keskin ses tonuyla “25 derece iskele yönüne burnunu ver. Gemiye sert çarpacak dalgalara karşı, 10 derecelik sapma payına sahipsin. Lakin bu sapmanın geri dönüşünü de hesapla.” diyor. Hemen ardından ise Kanaga “Bir rotacı olmadığını biliyorum ancak bunu becerebilirsin değil mi?” dedikten sonra kinayeli bir ses tonuyla “Beceremem diyorsan halledeyim!” diyerek sessizliğine dönüyor.
Seyrinizin ilk yarım saati kadar dolduğunda, rüzgar etkisini biraz daha arttırmış olsa bile, güzergah noktasındaki tereddütlerin her geçen dakika artmaya başlıyor. Birkaç kez Kanaga’ya yönünüzü sorma girişiminde bulunmak istesen bile, soğuk duvarları her defasında suratını çarpmana neden oluyor. Ancak ümitsizliğinin giderek arttığı esnada, Kanaga gecenin karanlığını yaran keskin ses tonuyla “25 derece iskele yönüne burnunu ver. Gemiye sert çarpacak dalgalara karşı, 10 derecelik sapma payına sahipsin. Lakin bu sapmanın geri dönüşünü de hesapla.” diyor. Hemen ardından ise Kanaga “Bir rotacı olmadığını biliyorum ancak bunu becerebilirsin değil mi?” dedikten sonra kinayeli bir ses tonuyla “Beceremem diyorsan halledeyim!” diyerek sessizliğine dönüyor.